Küresel yapay zeka yarışı kızışırken, BAE Arap dilinin geride kalmamasını sağlamak için stratejik bir adım atıyor.
Dubai’deki 23. Arap Medya Zirvesi’nde (AMS) üst düzey bir yetkili, kültürel kimliği korumak ve gelecek nesilleri güçlendirmek için daha Arap odaklı yapay zeka modellerine acil ihtiyaç olduğunu vurguladı.
BAE Başkanı Kültür Danışmanı ve Birleşik Arap Emirlikleri Üniversitesi Şansölyesi Zaki Anwar Nusseibeh, ”Arapça’nın Yapay Zekaya entegrasyonu isteğe bağlı değil, kim olduğumuzu korumak için şart” dedi.
“Dil sadece bir iletişim aracı değil, düşünce ortamıdır. Gelecek nesillerimizin kültürel kimliklerini korumasını istiyorsak, Arapça yapay zeka sistemlerimize ve eğitim araçlarımıza yerleştirilmelidir.”
Bu ayın başlarında, BAE yeni bir Arapça yapay zeka modeli başlattı. Abu Dabi’nin İleri Teknoloji Araştırma Konseyi (ATRC) tarafından geliştirilen Falcon Arabic, Arap dünyasının tüm dil çeşitliliğini yüksek kaliteli bir yerel (çevrilmemiş) Arapça veri seti aracılığıyla yakalamayı hedefliyor.
Pazartesi günü Dubai’de başlayan bu yılki üç günlük zirve, medya ve eğitim sektörlerindeki zorlukları ve dönüşümleri tartışmak için Arap dünyasının dört bir yanından ve ötesinden önde gelen medya figürlerini, politika yapıcıları ve kültürel etkileyicileri bir araya getirecek.
Kültür köprüleri
BAE’de Sorbonne Üniversitesi Abu Dabi ve New York Üniversitesi Abu Dabi gibi büyük Batılı akademik kurumların kurulmasında kilit bir figür olan Nusseibeh, amacın asla yabancı modelleri körü körüne ithal etmek değil, kültürel köprüler kurmak olduğunu vurguladı.
”Küresel üniversiteleri buraya getirmenin ardındaki fikir, Arap gençliğini kimliklerini korurken küresel eğitime maruz bırakmaktı” diye açıkladı. “Sorbonne’un dili Fransızcaydı, Amerikan Üniversitesi için ingilizceydi, ancak kültürel ortam her zaman Arap olarak kaldı.”
Nusseibeh ile oturumda sahneye çıkan Lübnan Parlamentosu Başkan Yardımcısı ve Dubai’deki Amerikan Üniversitesi Genel Müdür Yardımcısı Elias Bou Saab, “BAE’deki Batılı kurumlar şube olarak değil köprü olarak görülmeli” dedi. “BAE modeli, köklerinizden ödün vermeden uluslararası standartları benimseyebileceğinizi kanıtlıyor.”
Hem Nusseibeh hem de BouSaab, modern eğitimi Arap dili ve kültürüne bağlamanın aciliyetini vurguladı. Nusseibeh, ”Bu dijital çağda, genç Arapların miraslarından kopmaları kolay” diye uyardı. “Arapça’nın teknoloji odaklı eğitim ortamlarında bile merkezi kalmasını sağlamak ebeveynlerin, eğitimcilerin ve politika yapıcıların sorumluluğundadır.”
Oyunlaştırmada öncü, dijital hikaye anlatımı
Ülkedeki medya eğitiminin hızla geliştiğini vurgulayan Bou Saab, BAE’deki üniversitelerin oyunlaştırma ve dijital hikaye anlatımı gibi alanlarda öncülük ettiğini belirtti. “Dubai’deki Amerikan Üniversitesi, Güney Kaliforniya Üniversitesi ile ortaklaşa, medya çalışmalarına oyun oynamayı ilk tanıtanlar arasındaydı” dedi.
Bugünün öğrencilerinin sadece içerik tüketmekle kalmayıp, onu yarattıklarını da sözlerine ekledi. “Yapay zeka ve dijital platformlarla herkes içerik oluşturucu olabilir. Bu nedenle müfredatımız etik sorumluluğu, gerçekleri kontrol etmeyi ve kültürel bağlamı öğretmeye uyum sağlamalıdır.”
BAE’nin kültür ve eğitime yaptığı erken yatırım, onu bölgesel bir dönüşüm modeli haline getirdi. Nusseibeh, ”Şeyh Zayed 1976’da BAE Üniversitesi’ni kurduğunda, bazı danışmanlar ona bunun bir öncelik olmadığını söyledi” dedi. “Bugün, Arap dünyasının en iyi üniversiteleri arasında yer alıyor ve küresel ilk 200’e girme yolunda ilerliyor.”
Şu anda kamu ve özel sektöre katkıda bulunan 80.000’den fazla mezunuyla BAE Üniversitesi, ülkenin daha geniş vizyonunu yansıtıyor: küresel mükemmelliği Arap özgünlüğüyle harmanlamak.
Nusseibeh, “Louvre Abu Dabi’den Sorbonne Üniversitesi’ne ve Falcon AI modeline kadar her şeyde BAE, dünyaya kültürel güvenin ve küresel hırsın birbirini dışlamadığını gösteriyor” dedi.
