Bir uzman, küresel finansal sistemin yavaş ama istikrarlı bir şekilde ABD dolarına olan bağımlılığından uzaklaştığını söyledi. Dolar, uluslararası ticaret ve finansın temel taşı olmaya devam ederken, istisnai statüsü aşınmaya başlıyor.
”Dolarizasyonun ortadan kaldırılmasıyla ilgili konuşma genellikle karışıyor” dedi. Saxo Bank’ın Küresel Yatırım Stratejisi Başkanı Jacob Falkencrone, Khaleej Times’a verdiği röportajda, ”Doların döngüsel zayıflığını küresel ekonomideki yapısal rolünden ayırmak çok önemli” dedi.
Son amortisman, Federal Rezerv’in parasal gevşemeye yönelmesi gibi kısa vadeli makroekonomik faktörleri yansıtırken, uzun vadeli eğilim daha belirgindir. Merkez bankaları rezervlerini çeşitlendiriyor ve ülkeler ABD finans kurumlarına bağımlılığı azaltmak için bölgesel para birimlerinde giderek daha fazla ticaret yapıyorlar.
Bu değişime rağmen Falkencrone, şu anda güvenilir bir alternatifin bulunmadığı konusunda uyardı. Euro tekrarlayan finansal istikrarsızlıkla karşı karşıya, Çin yuanı sermaye kontrolleri tarafından kısıtlanıyor ve diğer para birimleri doların yerini alacak ölçek ve güvenden yoksun. “Dolarizasyon gerçekleşiyor“ dedi, “ama bu yavaş bir erozyon, çöküş değil.”
Yapay zeka ve jeopolitik: Piyasa dönüşümünün ikiz motorları
Falkencrone, döviz dinamiklerinin ötesinde, yapay zeka ve jeopolitiği küresel pazarları yeniden şekillendiren iki mega trend olarak tanımladı. Danimarka’nın gsyih’sine eşit bir yatırım olan beş büyük ABD teknoloji firmasının 365 milyar dolarlık sermaye harcamasına atıfta bulunarak, ”AI lider itici güçtür” dedi. Bu şirketler sadece inovasyona güç sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sektörlerdeki yatırımcı duyarlılığını da etkiliyor.
Özellikle Avrupa’daki jeopolitik gerilimler, savunma ve güvenlik konusundaki endişeleri yeniden alevlendirdi. Hükümetler, yapay zeka destekli gözetim sistemleri, dronlar ve otomatik savunma platformları dahil olmak üzere ileri teknolojilere yapılan harcamaları artırıyor. Falkencrone, ”Yapay zekanın jeopolitikle kesiştiği yer burası” dedi. “İnovasyon ve savunma birbirine sıkı sıkıya bağlı hale geliyor.”
Tedarik zincirinin yeniden düzenlenmesi: Küreselleşmeden bölgeselleşmeye
Küresel tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılması da belirleyici bir diğer eğilimdir. Covıd-19 salgınının tetiklediği ve ticaret gerilimleriyle yoğunlaşan şirketler, tek pazar bağımlılıklarından uzaklaşıyor. Falkencrone, ”Yakın destek, arkadaş desteği ve ev desteğine doğru bir kayma görüyoruz” dedi.
Avrupa, enerji bağımsızlığına ve yerli üretime yatırım yaparken, ABD üretimi eve geri getirmeye zorluyor. Apple’ın Vietnam, Endonezya ve Hindistan’a genişleyen ”Çin artı bir” stratejisi bu eğilimin simgesidir. “Hindistan büyük bir yararlanıcı olarak ortaya çıkıyor,“ diye ekledi, “ancak Güneydoğu Asya değer düşüklüğüne uğramış fırsatlar sunuyor.”


