Hindistan’ın başkentinin, genişleyen metropolün tehlikeli hava kirliliğiyle mücadele etmek için yaşlanan araçlara yakıt satışını durdurmasından iki gün sonra, yetkililer Perşembe günü yasağın pratik olmadığını söyledi.
Birkaç araştırmaya göre, Yeni Delhi düzenli olarak küresel olarak en kirli başkentlerden biri olarak sıralanıyor ve araç emisyonları en kötü suçlulardan biri.
Dumanın zirvesinde, PM2.5 kirletici seviyeleri – akciğerler yoluyla kan dolaşımına girecek kadar küçük kansere neden olan tehlikeli mikropartiküller – Dünya Sağlık Örgütü’nün önerilen günlük maksimumunun 60 katından fazla yükselir.
Salı günü, 15 yaşından büyük benzinli araçlara ve 10 yaşından büyük dizel araçlara yönelik halihazırda var olan ancak yaygın olarak göz ardı edilen bir yasağı güçlendirmek için yakıt kısıtlaması getirildi.
Ancak Delhi’nin çevre bakanı Manjinder Singh Sirsa gazetecilere verdiği demeçte, yakıt yasağının “teknolojik aksaklıklarla ilgili önemli konular” nedeniyle mümkün olmadığını söyledi.
Sirsa, yakıt istasyonlarına yerleştirilen plaka tanıma kameralarının ve hoparlörlerin “arızalı” olduğunu ve bunun “kavgalara ve tartışmalara” yol açtığını söyledi.
Yetkili, yasağın halkın “hoşnutsuzluğuna” yol açtığını da sözlerine ekledi.
Sirsa, yasağın uygulanmasındaki sorunları açıklayan bölgenin kirlilik kontrol otoritesine yazdığını söyledi.
“Sağlam bir sistem olmadığı ve yasak her yerde olmadığı sürece işe yaramayacak.” dedi.
Yasak, Kasım ayından itibaren 32 milyondan fazla kişiye ev sahipliği yapan başkent çevresindeki uydu şehirlere genişletilecekti.
Lancet tıp Dergisi’nde yapılan bir araştırma, Hindistan’da 2019’da 1,67 milyon erken ölümü hava kirliliğine bağladı.
Her kış, çevre eyaletlerden gelen çiftlik yangınlarıyla birlikte araç ve fabrika emisyonları şehri distopik bir pusun içine sarıyor.
Daha soğuk sıcaklıklar ve yavaş hareket eden rüzgarlar, ölümcül kirleticileri hapsederek durumu kötüleştirir.
Fosil yakıtla çalışan taşımacılık üzerindeki kısmi kısıtlamalar ve partikül maddeyi havadan temizlemek için sis püskürten su kamyonları gibi parçalı hükümet girişimleri gözle görülür bir etki yaratamadı.
