Bosna’nın başkenti bir kez daha dünyanın en kirli şehirleri arasında yer aldığı için Çarşamba günü Saraybosna bölgesi alarm durumu ilan etti.
Öğleden sonra Saraybosna’daki ince parçacıkların konsantrasyonu, Dünya Sağlık Örgütü’nün eşiğinden 47 kat daha yüksekti.
Küresel hava kirliliğini ölçen IQ Air verilerine göre şehrin hava kalitesi endeksi 320’ye ulaştı – 300’ün üzerindeki herhangi bir şey tehlikeli kabul ediliyor.
Dağlarla çevrili ve kışın sıcaklıkların düştüğü 400.000’den fazla nüfusa sahip Saraybosna’da kirlilik zirveleri sık görülüyor.
Çevre örgütü Eko-Akcija başkanı Enes Podiç, “En büyük sorun bireysel ısıtma” diyerek, 30.000 ila 40.000 hanenin çoğunluğu odun olmak üzere katı yakıt kullandığını da sözlerine ekledi.
“Çok düşük kaliteli sobalarda nemli odun yakıyorlar ve sonuçta çok yüksek emisyonlarla sonuçlanıyoruz.”
Ancak hükümet “sorunu çözmek istemiyor” dedi ve “sonuç olarak, 10, 20 veya 30 milyon nüfuslu çok daha büyük şehirlerin yanı sıra sık sık (kirlilik) kara listelerin başında geliyoruz” dedi.
Kirliliğin bölge sakinleri üzerindeki etkileri, bölge de dahil olmak üzere iyi belgelenmiştir.
2019 yılında yayınlanan bir BM araştırmasına göre, 19 Balkan kentinde kayıtlı tüm erken ölümlerin yüzde 20’sinden hava kirliliği sorumluydu.
BM araştırmasına göre, Balkan sakinleri hava kirliliği sonucu 1, 3 yıla kadar yaşam kaybediyor.
46 yaşındaki yerel sakin Ognjen Grujiç afp’ye verdiği demeçte, “Semptomları hissediyorum ama buna çok alışkınım, neredeyse günlük bir şey” dedi.
İklim değişikliğiyle kötüleşen hava kirliliği, solunum yolu hastalıkları, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve kanserden muzdarip olma riskini artırır.
Podiç, “Saraybosna’ da her 12 ölümden biri akciğer kanserinden kaynaklanıyor.” dedi.
Bazı uzmanlara göre, sigara veya alkol tüketiminden benzer, hatta muhtemelen daha büyük etkileri vardır.
Saraybosna’da tek kaçış dağlar.
66 yaşındaki emekli Senada Dzaka, “Bu sis olayları sırasında nefes almak ve Saraybosna’da yaşamak çok zor.” dedi.
“Bazen üst üste birkaç gün böyle kalır ve insanları depresyona sokar. Dağa gitme seçeneğimiz olmasaydı yaşamak gerçekten zor olurdu.” dedi Trebeviç Dağı’nın tepesinden, yoğun bir sis bulutuna sarılmış şehre bakarak.
