Lübnanlı üst düzey bir yetkili, Hizbullah’ın herhangi bir ateşkeste güçlerini Lübnan-İsrail sınırından çekmeye hazır olduğunu belirtirken, İsrail’in gelecekte İran destekli gruba karşı hareket etme özgürlüğü talebini reddetti.
Hizbullah’a yönelik saldırısını bastıran İsrail, üst üste üçüncü gün Beyrut’un güney banliyölerine hava saldırıları başlattı ve Lübnan’ın başkenti bölgesinde grup tarafından kontrol edilen daha fazla binayı tesviye etti.
Çarşamba günü geç saatlerde El Cezire’ye konuşan Ali Hasan Halil, Lübnan’ın İsrail ile Hizbullah arasındaki 2006 savaşını sona erdiren bir BM Güvenlik Konseyi kararını “tam olarak” uygulamaya hazır olduğunu söyledi. Şartları, Hizbullah’ın sınır ile Lübnan’ın güney sınırından yaklaşık 30 km uzaklıkta bulunan Litani Nehri arasındaki bölgelerden savaşçıları ve silahları çıkarmasını gerektiriyor.
Hizbullah’ın kendisine Litani’ye çekilmeye hazır olduğunu bildirip bildirmediği sorulduğunda, Hizbullah’ın yakın bir müttefiki ve Lübnan parlamento başkanının en iyi yardımcısı olan Halil, grubun 1701’e olan bağlılığını ifade ettiğini söyledi.
Karar, “net bir hükümler dizisi içerdiğini” de sözlerine ekledi. “Evet, parti bu metinlerde belirtilenlere bağlı” dedi.
İsrail, Eylül ayı sonlarında Lübnan’da gruba yönelik bir saldırı başlattığından, hava saldırılarını başlattığından, güneye asker gönderdiğinden ve aralarında Seyyid Hasan Nasrallah’ın da bulunduğu üst düzey Hizbullah liderlerini öldürdüğünden beri Hizbullah’a ağır darbeler indirdi.
Aldığı darbelere rağmen, Hizbullah İsrail’e roket ateşi açtı ve İsrail’in Çarşamba günü savaşta altı askerin öldürüldüğünü söylediği güneyde İsrail askerleriyle savaşıyor.
ABD ve diğer dünya güçleri ateşkesin, Litani’nin güneyindeki bölgelerin Lübnan devleti dışındaki silahlardan arındırılmasını talep eden BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı Kararına dayanması gerektiğini söylüyor.
İsrail, sınırdaki Hizbullah silahlarına ve savaşçılarına işaret ederek uzun süredir uygulanmadığından şikayet etti. Lübnan da İsrail’i kararı ihlal etmekle suçladı ve İsrail savaş uçakları hava sahasını düzenli olarak ihlal etti.
Geçtiğimiz yıl boyunca ateşkese aracılık etmek için birçok sonuçsuz girişimde bulunan ABD’li yetkili Beyaz Saray elçisi Amos Hochstein, bu hafta başlarında Axios’a yakında Lübnan’da ateşkes için “bir şans olduğunu” düşündüğünü söyledi.
Halil, Lübnanlı müzakerecilerin Beyrut’a yaptığı son ziyarette Hochstein ile “belirli bir metin” konusunda anlaşmaya vardıklarını söyledi.
Halil, Hochstein’ın bunu İsrail tarafına iletmesi ve ardından Beyrut’a herhangi bir açıklama göndermesi gerektiğini söyledi. “Bekliyoruz ve inşallah yakında ulaştığı taslak olacak” dedi.
İsrail, gerekli gördüğü takdirde herhangi bir ateşkesi uygulamak için kendisine müdahale etme hakkını istiyor ve güney Lübnan’daki BM barış güçlerinin varlığının Hizbullah’ın bölgede güç kurmasını engellemediğini belirtti.
Halil, “Lübnanlı yok…İsrail’in Lübnan’da hareket özgürlüğüne sahip olmasını kabul ederdi”.
Ayrıca Lübnan’ın ateşkese uyumu denetlemede ABD veya Fransa’nın katılımına itirazı olmadığını söyledi.
Lübnan Ulusal Haber Ajansı’na (NNA) göre, grevler devam ederken Beyrut’un üzerinde dumanlar yükselirken, baskınlar güney Lübnan’ın Bint Jbeil’ine de ulaştı ve burada gece hava saldırıları ve topçu bombardımanı binalara ve konut komplekslerine ağır hasar verdi.
İsrail ordusu, savaş uçaklarının güney Beyrut bölgesinde silah depolarını, askeri karargahları ve Hizbullah’ın kullandığı diğer altyapıları hedef alan bir dizi saldırı gerçekleştirdiğini söyledi.
Nna’nın haberine göre, Bazourieh ve Jumayjimah kasabalarına düzenlenen hava saldırılarında beş kişi öldü.
Lübnanlı yetkililer, Perşembe günü Beyrut’un güney banliyölerinde büyük ölçüde tahliye edilen grevlerden kaynaklanan kayıpları henüz doğrulamadılar. Lübnan sağlık Bakanlığı’na göre, İsrail saldırıları 7 Ekim 2023’ten bu yana Lübnan genelinde en az 3.365 kişinin ölümüne ve 14.344 kişinin yaralanmasına neden oldu.
İsrail’e göre Hizbullah saldırıları, geçen yıl İsrail’in kuzeyinde, İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri’nde ve Lübnan’ın güneyinde yaklaşık 100 sivil ve askerin ölümüne neden oldu.

