Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi Çarşamba günü yaptığı açıklamada, ABD Özel Elçisi Steve Witkoff’un durma çağrısında bulunmasının ardından İran’ın nükleer programının bir parçası olarak uranyumu zenginleştirmesinin “pazarlık konusu olmadığını” söyledi.
“İran’ın zenginleşmesi gerçek ve kabul gören bir konudur. Olası endişelere yanıt olarak güven oluşturmaya hazırız, ancak zenginleşme konusu pazarlık konusu değil.”dedi.
Açıklamalar, Araghchi ve Witkoff’un, ABD Başkanı Donald Trump’ın 2018’de önemli bir nükleer anlaşmayı terk etmesinden bu yana uzun süredir devam eden düşmanlar arasındaki en üst düzey görüşmeleri yaptıktan bir hafta sonra Cumartesi günü Umman’da tekrar buluşacakları şeklinde geldi.
Trump, Tahran’a karşı Ocak ayında göreve döndüğünden beri eski durumuna getirdiği “azami baskı” politikasında kapsamlı yaptırımları yeniden uyguladı.
Mart ayında İran’ın yüksek lideri Ayetullah Ali Hamaney’e müzakereleri teşvik eden ancak anlaşma sağlayamazlarsa olası askeri harekat konusunda uyaran bir mektup gönderdi.
Her iki taraf da Cumartesi günkü toplantıyı “yapıcı” olarak nitelendirdi.
Ancak Salı günü Witkoff, İran’ın herhangi bir nükleer anlaşmanın parçası olarak uranyum zenginleştirmesini “durdurması ve ortadan kaldırması” gerektiğini söyledi.
Daha önce sadece İran’ın, İran ile Trump’ın çekildiği büyük güçler arasındaki 2015 anlaşmasının belirlediği yüzde 3,67’lik zenginleştirme tavanına geri dönmesini talep etmişti.
Araghchi, Cumartesi günkü görüşmeler öncesinde Trump yönetiminden çıkan “çelişkili ve çelişkili pozisyonlar” dediği şeyi kınadı.
“Müzakere oturumu sırasında Amerikalıların gerçek görüşlerini öğreneceğiz” dedi.
İran’ın üst düzey diplomatı, olası bir anlaşma çerçevesinde müzakerelere başlamayı umduğunu, ancak bunun ABD’den “yapıcı pozisyonlar” gerektirdiğini söyledi.
“Çelişkili ve çelişkili pozisyonları duymaya devam edersek, sorunlarımız olacak” diye uyardı.
Salı günü Hamaney, müzakerelerin ilk aşamalarında iyi ilerlemesine rağmen, yine de sonuçsuz kalabilecekleri konusunda uyardı.
“Müzakereler sonuç verebilir veya vermeyebilir” dedi.

